Güncel Kalın




Bültenimize abone olarak iş yerinizin yasal uyumunu kolayca takip edin, çalışan sağlığı ve güvenliği konusunda hiçbir yeniliği kaçırmayın.

İşyerinde gürültü, çalışan sağlığı ve iş verimliliğini olumsuz etkileyen önemli bir risk unsurudur. Gürültü kaynakları, sınır değerler, ölçüm yöntemleri ve korunma yolları hakkında detaylı bilgiler bu yazıda yer almaktadır.
İşyerinde gürültü, çalışanların hem fiziksel hem de psikolojik sağlığını doğrudan etkileyen önemli bir risk faktörüdür. Uzun süreli gürültüye maruz kalmak işitme kaybına, stres artışına ve iş verimliliğinin düşmesine yol açabilir. Bu nedenle işverenler, çalışanları gürültü riskinden korumak için yasal yükümlülükler taşır ve uygun önlemler almak zorundadır.
Farklı sektörlerde gürültü seviyeleri değişiklik gösterir. İnşaat, imalat, madencilik, metal ve tekstil gibi alanlarda makineler, motorlar ve ekipmanlar yüksek gürültüye sebep olabilir.
Ayrıca açık ofislerde çalışanların konuşmaları, telefonlar ve bilgisayar fanları gibi unsurlar da düşük seviyeli fakat sürekli gürültü kaynağıdır. Bu nedenle gürültü sadece endüstriyel ortamlarda değil, ofis ortamlarında da göz ardı edilmemelidir.
Gürültüye uzun süre maruz kalmak, işitme sağlığı başta olmak üzere çok sayıda olumsuz etki yaratır. En sık görülen sorun işitme kaybıdır. Ancak bunun yanında şu etkiler de görülür:
Bu etkiler, çalışanın hem işteki performansını hem de yaşam kalitesini düşürür.
Gürültü yalnızca fiziksel sağlığı değil, ruhsal dengeyi de olumsuz etkiler. Sürekli gürültüye maruz kalan çalışanlar öfke, kaygı, huzursuzluk ve motivasyon kaybı yaşayabilir.
Psikososyal etkiler, iş kazası riskini artırırken işyerindeki ilişkilerin de zayıflamasına sebep olabilir.
İşyerinde gürültü risklerinin yönetimi için ilk adım ölçüm yapmaktır. Yetkili kuruluşlar tarafından yapılan gürültü ölçümleri, çalışanların hangi seviyede risk altında olduğunu ortaya koyar.
Ölçüm sonuçları işverenin alması gereken önlemleri belirler. Ayrıca risk değerlendirme raporlarında gürültü kaynaklarının belirlenmesi ve önceliklendirilmesi kritik önem taşır.
6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu ve ilgili yönetmeliklere göre çalışanların maruz kaldığı gürültü düzeyi belirli sınırları aşmamalıdır.
Bu değerlerin aşılması, işverenin teknik ve idari tedbirleri devreye sokmasını zorunlu kılar.
İşverenlerin gürültü riskini azaltmak için uygulayabileceği yöntemler şunlardır:
Bu önlemler, hem çalışan sağlığını korur hem de işverenin yasal yükümlülüklerini yerine getirmesini sağlar.
Kişisel koruyucu donanımlar, işyerinde gürültüden korunmada en pratik çözümlerden biridir. Özellikle gürültü kaynağının ortadan kaldırılamadığı işlerde kulak tıkacı veya kulaklık kullanımı hayati önem taşır.
İşverenler, koruyucu donanımların doğru kullanımını öğretmek için çalışanlara düzenli eğitim vermelidir.
Kulak koruyucuların seçiminde dikkat edilmesi gerekenler:
Gürültü riskine karşı önlemlerin etkin olabilmesi için çalışanların bilinçlendirilmesi şarttır. Eğitimler; gürültünün zararları, korunma yöntemleri ve kişisel koruyucu donanım kullanımı gibi konuları kapsamalıdır.
Bu sayede alınan tedbirlerin etkinliği artar ve işyerinde güvenlik kültürü güçlenir.