Güncel Kalın




Bültenimize abone olarak iş yerinizin yasal uyumunu kolayca takip edin, çalışan sağlığı ve güvenliği konusunda hiçbir yeniliği kaçırmayın.

5510 Sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu, çalışanların sosyal güvenlik haklarını güvence altına alırken iş sağlığı ve güvenliği uygulamalarının temelini de güçlendirir. İş kazası ve meslek hastalıklarının bildirimi, sigorta kapsamı, işveren yükümlülükleri ve çalışan haklarının korunması gibi konulara açıklık getiren bu düzenleme, İSG kültürünün kurumsallaşmasında önemli bir rol üstlenmektedir.
5510 Sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu, çalışanların sosyal güvenlik haklarını güvence altına almakla kalmaz; aynı zamanda iş sağlığı ve güvenliği (İSG) uygulamalarının hukuki temelini de destekler. Bu kanun, hem kamu hem de özel sektörde çalışan tüm bireylerin sigorta kapsamını belirlerken, iş kazası ve meslek hastalıklarına karşı koruyucu bir sistem kurar.
İşverenin sosyal sigorta yükümlülüğü yalnızca SGK primlerini ödemekle sınırlı değildir. Aynı zamanda, çalışanların başına gelebilecek iş kazası ve meslek hastalığı gibi durumlarda da sosyal güvenlik sistemi devreye girer. Bu kapsamda 5510 Sayılı Kanun, iş sağlığı ve güvenliği kültürünün kurumsallaşmasında önemli bir rol oynar.
5510 Sayılı Kanun, sosyal güvenlik sistemini tek çatı altında toplayarak çalışanların sağlık, emeklilik ve iş kazası gibi risklere karşı korunmasını amaçlar. İSG açısından değerlendirildiğinde, çalışanların yaşadığı meslek hastalıkları ve kazaların kayıt altına alınması ve sigorta kapsamında değerlendirilmesi bu kanunun sorumluluğundadır.
İSG’nin başarılı bir şekilde uygulanabilmesi için kazaların ve hastalıkların doğru raporlanması ve sigorta sistemine entegre edilmesi gerekir. 5510 Sayılı Kanun, bu noktada önemli bir görevi yerine getirir. İş kazası bildirimi, sağlık raporları ve meslek hastalıklarının takibi gibi konular bu kanun kapsamında düzenlenmiştir.
İş kazası, çalışanların işyerinde ya da işyeri dışında görev nedeniyle yaşadıkları her türlü fiziksel ya da psikolojik zararı kapsar. Bu kazaların en geç 3 iş günü içinde SGK’ya bildirilmesi zorunludur.
İşverenin zamanında bildirim yapmaması durumunda hem idari para cezası uygulanır hem de çalışanın tazminat hakkı doğabilir. Bildirimin eksiksiz ve doğru yapılması, hem çalışanın haklarının korunması hem de işverenin yükümlülüklerini yerine getirmesi açısından büyük önem taşır.
İşveren, bildirimi süresinde yapmazsa:
Çalışanlar, haklarını bilerek hareket etmeli; iş kazası ya da meslek hastalığı durumunda sağlık kuruluşuna başvurarak rapor almalı ve süreci SGK nezdinde takip etmelidir. Ayrıca, işvereni yazılı olarak bilgilendirmeleri ve kendi kayıtlarını tutmaları önerilir.
5510 Sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu ve iş sağlığı ve güvenliği ilişkisiyle ilgili en çok merak edilen sorular bu bölümde yanıtlanmaktadır. İş kazası bildirimi, meslek hastalığı süreçleri, işveren yükümlülükleri ve çalışan haklarına dair detayları kolayca öğrenebilirsiniz.
İş kazası en geç kazadan sonraki 3 iş günü içinde SGK’ya bildirilmeli, aksi takdirde idari para cezası uygulanır.
İSG sürecindeki tüm bildirimler, raporlamalar ve tazminatlar 5510 Sayılı Kanun kapsamında değerlendirilir. Bu nedenle İSG uygulamalarında kritik bir rol oynar.
Geçici iş göremezlik ödeneği, tedavi giderleri, malullük maaşı ve vefat durumunda yakınlarına ölüm geliri gibi haklar sağlanır. Ayrıca bazı durumlarda prim gün sayısı ve yaş şartı aranmaksızın sürekli gelir bağlanabilir.